Aylar öncesinden hazırlıklarına başlanan benimde nikah şahidi olduğum nikah organizasyonu,pazar günü sabaha karşı son buldu.Şuan iki saatlik uyku ile iş yerinde gözlerimi açık tutmaya çalışıyorum,ancak görev aşkıyla postu yazmaya başladım.
Aylardır ne giyeceğime karar veremeyip kendimi yiyip bitirdiğim, ben bir şey beğensem sevgili gelin hanımın anında veto ettiği,zorlu süreci geri bırakmak güzelsede insan,sevdiği insanın mutluluğunu izlemeye,ortak olmaya doyamıyor..
Maceramız pazar günü sabah 10:00 itibariyle başladı..Ben her türlü düğün dernek işlerinden fersah fersah uzak olan bir insan olarak,pazar günü saat 9 civarlarında nerede kahvaltı etsek diye yatakta gerinirken ,telefonum acı acı çaldı,arayan Melike idi.. :) Telefonun ilk 30 saniyesinde kalp krizi geçirdiğini falan düşündüm ama bereket versinki sadece kuaförün yolunu tutmuş olmasından kaynaklı heyecan çarpıntısı yaşıyormuş :)Melike,hemen gel,çabuk gel,yetişemiyeceğiz,yapamayacağız diye can çekişirken,panikle kendimi attığım duş ,duştan çok suya düşüp boğulmamak için çırpınan kuş aksiyonlarıydı.
Sırt çantama gerekli olanlarımızı tıkıştırıp spor ayakkabılarımı çekip ıslak saçlarla ilk taksiye atlayıp kuaförün yolunu tutmuşken saatin 11:30 olduğunu gördüm,Melike'nin tehdit dolu mesajları beni iyice panikletmişken birden sağımda solumda bir hafiflik hissettim ve eveeettttttt ayakkabılarımı unutmuşumm! ta taaaaaa!!! Ani bir U dönüşle eve tekrar geri döndüm ve tekrar kuaförün yoluna vurdum kendimi.Sonunda kuaföre vardığımda dilim 5 karış dışarda, canım arkadaşımı kafasında bigolarla eli belinde görünce ,hemen içeri dalıp deli danalar gibi kosturmaya başladık..
Şuan her anını tekrar yaşamaya seve seve hazır olduğum şahane,keyifli,yorucu maratonumuz da başlamış oldu böylece..
Evett gelinin nedimeleri olarak göreve hazır ve guruluyduk,yüzümdeki zafer tebbessümüne bakınız :)))
En keyifli kısmı da Melike'nin hazırlıkları tamamlandıktan sonra kendisini odaya kitlememiz ve sevgili damada gelini vermek için türlü şantajlar yapmamızdı :) O anları kaydettiğimiz videoyu belki başka bir postta yayınlarım ;)
Sonunda işin süslenme kısmı bitmişti..Damatla yaptığımız pazarlık Elçin'i ve beni pek tatmin etmesede sevenleri daha fazla ayrı tutamadık ve dış mekan çekimleri için yollara düştük..
Bu yolda maymunluk mübahtı.. :))
Dış mekan çekimleri için Atatürk gençliği olarak Anıtkabir uygun görülmüştü.Elçin'le bunu duyduğumuzda vucudumuzda bir titreme hissettik zira Anıkabir'e bir karış topuklarla tırmanma gibi bir faaliyete sıcak bakamazdık.''Spor ayakkabılar candır'' diyerek insanların ''değişik'' bakışlarına aldırmadan spor ayakkabılarımızla yola devam ettik :))
Gelin ve damadın pek şahane fotografları çekilirken,bizde fırsatı yakalamışken Ata'ya tekrar şükranlarımızı sunduk.
Ha birde harika ışığı yakalamışken kendimizi çekmeyi de ihmal etmedik.Hoş turistler 54864946 adet fotografımızı çekmişti ama.. :))) Gece kıayfetlerimizin altına giydiğimiz spor ayakkabılar mı yoksa 985614 tane merdiveni 5 kişi yardımıyla çıkan gelin mi onlara değişik gelmişti hiç bilemedik :)))
Daha yayınlanacak bir çok fotograf ve video olduğundan bu postu 2'ye bölmeye karar verdim..Damadımızın sahnesini,geline yaptığı serenadı,şahit olacağım için döktüğüm ecel terlerini,after partyi part2 de bulacaksınız... :)
Detaylı ne giydim postu yapacak fırsatım olmadığından boydan tek fotografımı yayınlıyorum..
ten rengi sivri burunlu ayakkabı: steve madden
şarap rengi elbise : Sevgili, Meltem Tosun'un elinden çıkma..
Küpeler : isimsiz Kızılay'dan son anda alındı :)