Henüz 'ne giydim' postlarına başlamama rağmen spor ve rahat giyim yanlısı olduğumu bir önceki posttan anlamışsınızdır.Spor giyim tarzındaki tasarımlar,özel dokunuşlar diğerlerine göre çok daha zevkli geliyor bana.Ve tabiki bugüne gelene kadar verdiği mücadele de kendisine ayrıca saygı duymamıza sebep oluyor..
George Sand
George Sand'in bu cesur başkaldırısından bir kaç yıl sonra Amerikalı feminist avukat Amelia Bloomer dünyayı dolaşmaya karar vermiş ve kadınlara 'rasyonel giyim' adı altında konferanslar vermişti.Amacı kendi tarzını,rahatlığı ve özgürlüğü dünya kadınlarının gardroplarına taşımaktı.Bu arada Kraliçe Victoria,erkekleri alçaltan,egemeliklerini kısıtlayan,kadınlara özgürlük sağlayan bu stilin son derece sakıncalı bir feminist tutum olduğunu ve uzak durulmasını ilan etmişti.Yinede şalvarımsı pantolanlar gömlekler ile Blommer tarzının simgeleri olmuştu bile.O gün özgürlüğünün,tarzının ,rahatlığının peşine düşen Amelia Blommer sayesinde bugünün 'rahat spor' giyim tarzının kadınlar için temelleri atılmıştı.
Amelia Bloomer
20.yüzyılda yaşanan büyük savaşlar yaşam mücadelesi kadınların rahat hareket etmeye olan ihtiyacını arttırdı ve kadınların pantolon giymeleri artık ihtiyaç haline gelmişti.Zaman geçtikçe kadınların sosyal hayattaki yeri arttıkça maskülen giyim artık hayatın bir parçası olmuştu.Aynı dönemlerde bisikletin icat edilmesi,etekle bisiklete binmek o kadar kolay olmayacağından,kadınların pantolon giyme hevesini körüklemişti.Ayrıca aynı dönemde gerçekleşen olimpiyatlar insanları spora teşvik ediyordu ve artık kadınlar spor yaşamında da faaliyet göstermeye başlıyordu.
O yıllar toplumda süslü kadınlarla spor giyimli kadınlar olarak zıt iki kutup oluşmuştu bile,spor giyimi stil edinen kadınlar o dönemde de farklılıklarını belli etmiş ve toplumda fark edilir bir hal almışlardı.
Temelinde bir çaba,direniş yattığından mıdır bilinmez ama sporun,spor tarzın hayatımdaki yeri bu bilgileri edindikçe daha da arttı.Aslında temelinde özgürlük mücadelesi yatan bu stil özgüvenin de simgesi bence.
Şimdi buyrun spor aksesuarlarının Chanel imzası taşıyanlarına göz atın,hem lüx,hem spor,hemde fazlasıyla Chanel!
20.yüzyılda yaşanan büyük savaşlar yaşam mücadelesi kadınların rahat hareket etmeye olan ihtiyacını arttırdı ve kadınların pantolon giymeleri artık ihtiyaç haline gelmişti.Zaman geçtikçe kadınların sosyal hayattaki yeri arttıkça maskülen giyim artık hayatın bir parçası olmuştu.Aynı dönemlerde bisikletin icat edilmesi,etekle bisiklete binmek o kadar kolay olmayacağından,kadınların pantolon giyme hevesini körüklemişti.Ayrıca aynı dönemde gerçekleşen olimpiyatlar insanları spora teşvik ediyordu ve artık kadınlar spor yaşamında da faaliyet göstermeye başlıyordu.
O yıllar toplumda süslü kadınlarla spor giyimli kadınlar olarak zıt iki kutup oluşmuştu bile,spor giyimi stil edinen kadınlar o dönemde de farklılıklarını belli etmiş ve toplumda fark edilir bir hal almışlardı.
Temelinde bir çaba,direniş yattığından mıdır bilinmez ama sporun,spor tarzın hayatımdaki yeri bu bilgileri edindikçe daha da arttı.Aslında temelinde özgürlük mücadelesi yatan bu stil özgüvenin de simgesi bence.
Şimdi buyrun spor aksesuarlarının Chanel imzası taşıyanlarına göz atın,hem lüx,hem spor,hemde fazlasıyla Chanel!
Chanel raket,tenisi hayatımın bir parçası haline getirdiğimden,benim için tam bir arzu nesnesi..Ünlü tasarımcıların spor ekipmanlarına yöneliminin ve yatırımının artması da fazlasıyla mutluluk verici ve teşvik edici bence..
Zira bu Amerikan futbol topunu görünce ''kemiklerim kırılcaksa elimde Chanel topla kırılsın'' deyip sahalara atasım geldi kendimi :)
Baret görünce sizin aklınıza da gelen ilk spor dalı,''biber gazından kaçmak''mıdır bilemem ama ben kendimi Gezi'de Chanel baret kullanırken hayal ettim de ..Stil heryerde.. :)
Bu ekipmanları görüpte milli sporcu olma şevkiyle yanıp tuttşmuyorsanız,ayarlarınızda ciddi problem var diye düşünüyorum :)
Özellikle Chanel sörf tahtalarını gördükten sonra yazıya devam edemiyeceğim insanın elli ayağı titriyor güzellikten. :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder